Bu günün yazısı bir kişisel gelişim tekniğinin açıklaması olacaktı ama gün içinde gözlemlediğim hatta malesef dünyanın üzerine kurulu olduğu karşılaştırma konusu hakkında yazmak istedim. Bu konuda kişisel gelişim açısından çok önemli olduğu için daha öne almayı daha makul buldum.
Gelelim konumuza karşılaştırma hayatın her alanına alakalı alakasız her yere girmiş durumda. Çocukken hatta bebekken mağruz kaldığımız bu durumu daha sonra bizde etrafta kim varsa ona uygulayarak devam ettiriyoruz. Çocukken komşunun bizi kendi çocuğuyla karşılaştırması ya da annemizin Fatma teyzenin kızı olsa böyle yapmazdı lafıyla karşımıza çıkıyor. Sonra okula gidiyoruz öğretmenlerimiz Ayşe gibi ödevlerini yapmalısın diyor. Sınavlara giriyoruz yeteneklerimiz karşılaştırılıyor. Sonra iş hayatına atıldık bu seferde konumlar var. Müdürler diğer çalışanlarla karşılaştırıp hakkımızda raporlar hazırlıyor. Evlendik belki eşimiz bizi kıyaslıyor belki de biz kendimizi eksik görüp kıyaslıyoruz. İçinden çıkılmaz gibi görünüyor değil mi? Kimseden düzene başkaldırmasını beklemiyorum zaten bende öyle yapmıyorum. Sadece kendimiz kontrol edebileceğimiz durumlarda bazen buna sınırlama getirebilme gücümüzü fark edebilmekten bahsedeceğim. Hemen hayat değişip ortalık süt liman olmayacak belki ama uzun vadede karşılaştırılma sonucu üzülen çocuğumuz daha mutlu olabilir. Ya da biri bizi karşılaştırdığı an bunu neden yaptığını bilirsek daha hızlı atlatırız. Bir kere bu bize büyüklerimiz onlara da onların büyükleri tarafından öğretilen bir durum haliyle yapanlar suçludur diyemeyiz. Kendimizde etkilendiğimizde bu bizim eksikliğimiz anlamına gelmez. Yani biz ya da başkaları suçlu değil. Birileri suçlu düşüncesi çözüm değil tartışma getirir.
Duruma karşı göstermememiz gereken bakış açısı kısmını anlatabildiğimi umarak devam ediyorum. Bu durumu en azından kendimiz kullanmamaya gayret edelim. En basitinden çocuğumuza filancanın oğlu böyle yapıyor şeklinde yaklaşmak yerine senden şu davranışı görmek beni mutlu eder. Bu konuda yetenekli olduğunu düşünüyorum şeklinde destekleyici konuşmalar yapabiliriz. Karşılaştırırken filancanın oğlunun üstünlüğünü vurgularken çocuğun yeteneğinden konuşurken onun yetenekleri ön planda olacaktır.
Gene bir durum var ki bence bu kilit nokta sizin iyi olduğunuzun bilinmesi için başkalarının kötü olduğunun belirtilmesine gerek yok. Buna şöyle örnek vermek istiyorum. Bir firma görevlisine gidiyorsunuz size bir ürünü tanıtması lazım ama tanıtımı rakip firmada bunlar yok şeklinde anlatarak yapmayı seçiyor. Bence bilinmeyen nokta şu kötü özelliklerini anlattın ve o anlık kazandın senden ürün satın aldı diyelim. Alıcının bilinçaltında rakip markanın bilinirliğini arttırdığın için uzun vadede rakibe hizmet etme durumu söz konusu. Başka bir örnekte bir insana inandığımız bir şeyden bahsediyor olalım savunma mekanizmamızı karşı tarafın hataları onların zaaflarını anlatma şeklinde seçersek hem uzun vadede o inancın bilinmesine katkı sağlıyoruz. İnsanlar aynı mesai içinde karşınında inceliklerini öğrendi malum. Hemde neyden bahsediyorsak enerjimiz o tarafa yönelir. Enerjimizi kendi işlerimize kendi ürünümüzün özelliklerine kendi inancımızın inceliklerine vermek bizi başarıya daha fazla yaklaştırır. Bir çok ülkede muhalefet partilerinin çoğunlukla muhalefet kalması da bence aynı durumun sonucu. Propaganda hep karşının kötü yönlerinde kendisinin ana parti olması resmi hiç gösterilmiyor. Bu resmi sen göstermiyorsan insanlar nasıl anlasın. İşe gireceksin piyasada ki çalışanların eksiklerini konuştuğun bir iş görüşmesi geçiriyorsun. Senin iyi özelliklerini anlatmadığın işverenin bilinçaltı neden senin iyi olduğunu düşünsün. İşi alamassın ya da bizi işe almazlar demiyorum. İşe alınabiliriz ama o iş yerinde ilk yükselecek kişinin biz olma ihtimalini kendimiz düşürmüş oluyoruz.
Son olarak bizim dışımızda gerçekleşen durumlar var. Bize öğretilen sistem sınavlar değerlendirmeler hep karşılaştırma üzerine birileri bize bu davranışlarla geldiğinde bu şekilde gelen kişiye sinirlenmek yerine öteki türlü gelmeyi bilmediğini düşünmeliyiz. Ne olduğumuzu düşünüyorsak ne olduğumuza inanıyorsak ne olmaya gayret ediyorsak biz oyuz. Bir başkasının bizden iyi ya da kötü olması durumu onu bağlar. İyi olduğumuza inanmak için başkalarının tökezlemesine gerek yok kişi kendine inanırsa yükselir ve başarır. Markasına güveniyorsa satışları artacaktır. Ben buna inanıyorum. Peki bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
SEVGİLER
Karşılaştırma var maalesef.Oysa her birey ayrı özel.Onun yaptığını ben yapmak zorunda değilim.Ben kendi özelliklerimin farkındaysam,neleri başarabileceğimi biliyorsam başkalarıyla kıyaslanmak beni hiç etkilemez.Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilKendini bilmek en büyük sermayemiz bu yeterli aslında
SilHayatımız boyunca sürekli bir şeylerle kıyaslandığımız için oturan bilinçaltı ile çocuklarımıza da aynı şeyi yapıyoruz. Bu basit bir davranış da olabiliyor çok ağır travmatik bir davranış da. Düzen değişmiyor tabii sonuç olarak büyüklerimizden gördüklerimizi çocuklarımıza, onlarda kendi çocuklarına taşıyorlar. Zincirin bir yerde kırılması gerekiyor. Çok doğru ve güzel bir yazı. Paylaşım için çok teşekkür ederim sevgilerimle ❤
YanıtlaSilTabiki hemen yarın bir şeyler farklılaşmaz. Ama uzun vadede farkındalık yakalanabilir.
SilSevgiler 😘
SilAnlatdıqlarınız o qədər doğrudur ki. İnsanları müqayisə etmək çox yalnış bir davranışdır. Çünki hər kəsin özünə görə üstünlükləri vardır. Biri çox zəki olur, digəri çox pratik. Biri incə zövqlüdür, digəri bacarıqlı. Yəni hər kəsin öz qabiliyyəti var. Kaş ki bunu tam mənasıyla anlaya bilsək. Təşəkkürlər.
YanıtlaSilÇok doğru her inssanın parlayan bir kaç özelliği vardır önemli olan kendi özelliklerimizi keşfedip onların üzerinde eğilmek. Birde sen yorum yazdığında ayrı bir mutlu oluyorum hem anlayabiliyorum hemde okurken telafuzu çok şirin :) sevgiler gene beklerim :)
Silkendine inanmak her zaman başarıya götürür haklısın canım
YanıtlaSilEn büyük iyilikleri de en büyük kötülükleri de kendimize yapıyoruz :)
Silkompleks bunlaaar boşveeer ama ne güzel konular buluyorsun seeen :)
YanıtlaSilİnsanları fazla inceliyorum ve konuşurken alt metinde ne konuştuklarını çözüyorum diyelim. Vaktiyle kendi konuşmalarımın alt metinlerini çözüyordum böyle böyle alıştım canım :)
Silkarşılaştırma mevzusu en nefret ettiğim şey.. her birey kendi yetenekleriyle özeldir, bu arada bloğunuzu da takipdeyim bana da beklerim :) sevgiler..
YanıtlaSilKesinlikle her insan kendi özellikleriyle öne çıkmalı :)
SilTakip için teşekkür ederim hemen uğrayacağım sevgiler :):)
ah sorma bizim milletin kötü alışkanlıkarlından biri de mi buuuu :)
YanıtlaSilkendimizi, kedimizi, komşumuzu, eşyalarımızı ne bulursak karşılaştırıyoruz maşallah bize :)
SilBu çok isabetli bir konu olmus. Her insan özeldir ve her çocuk özeldir. Genelleme ve katsilastirmayi çok yanlis buluyorum.
YanıtlaSilEn azından çocuklar için önlem alabilsek çok iyi olacak diye düşünüyorum
Sil